Ben
Karmaşık bir yapı arz eden insan ilişkilerinin bir bölümü de gönüllere hitap etmektedir. Gönüllerin yara alması ise insanın ayaklarının yerden kesilmesine yetebilmektedir. Bu nedenle halk arasında gönülden yaralananlara ” Daha da iflah olmaz” diye boşuna söylenmemiştir. Onun için gönlü yaralıların daha alıngan, daha hassas ve daha kırılgan olabileceklerini söylemekte de sakınca yoktur sanırım.
BEN
Dağlar dizilmişte vermiyor ara,
Önümde, ardımda hem sıra sıra,
Bıçak yarası mı bendeki yara?
Gönülden gönüle yaralıyım ben.
Huzur yok ne yazım, ne de kışımda,
Püsküllü belalar her an başımda,
Yıllardır insafsız avcı peşimde,
İşte şu dağların maralıyım ben.
Yokuşa yukarı kervanım gitmez,
Babadan kalansa para pul etmez,
Yaşayan insanın sorunu bitmez,
Dertleri dizili, sıralıyım ben.
Zarar gördüm hem solum hem sağımdan,
Viran kalan mor sümbüllü bağımdan,
Duman eksik olmaz gönül dağımdan,
Başı bölük bölük pareliyim ben.
Gönlüm razı değil geçip gitmeye,
Geride kim kaldı sözün tutmaya,
Hedefler belirli ateş etmeye,
Hazneden namluya sürülüyüm ben.
Şöyle bir düşündüm gözlerim doldu,
Gönlümü kıranlar gönül mü aldı?
Yekta Hoca, benden bana ne kaldı?
Sanki el âleme kiralıyım ben.
YEŞİLCE. 22.11.2006.