08 Apr 2019

Ordu Mesudiye Gazetesi Yazarı Yekta Aydın' dan Mesudiye Köyleri Şiiri

Ordu Mesudiye Gazetesi Yazarı Yekta Aydın' dan Mesudiye Köyleri Şiiri

http://www.mesudiyegazetesi.com.tr/sair-yekta-aydindan-mesudiye-koyleri-siiri/

Ordu Mesudiye Gazetesi Yazarı ve Şair Yekta Aydın, Mesudiye’nin 71 köyünü şiir mısralarında buluşturarak, tarihte bir başka açıdan yer almalarını sağladı.

MESUDİYE KÖYLERİ

Meletin köylerini,
Birer birer sayalım.
Bazı özellikleri,
Tam yerine koyalım.

Beyağaç’la yakındır,
Yeveli’nin arası.
Kızını okutanlar,
İster başlık parası.

Gülpınar’dan ötede,
Armutkolu ve Celal.
İnsanları saygılı,
Bu yollar size helal.

Yeşilce’den çıkınca,
İlyas gözü ilerde.
İnsan hayat buluyor,
Şırıl şırıl sularda.

İlk göz ağrım Yeşilyurt,
Yüreğimde sevgisi.
Yüzlerine yansıyor,
O güzellik duygusu.

Sülümü sapağına,
Yol açalım açalım.
Kıyanı dolaşarak,
Konacığa geçelim.

Dönüp sağa bakınca,
Sarıyayla’nın yolu.
Yaylasında köyünde,
Hem kar yağar, hem dolu.

Yokuşları tırmandık,
Çamlığın başındayız.
Ağustosun içinde,
Zemheri kışındayız.

Biraz mola verelim,
Eskidir deresinde.
Bu saydığımız yerler,
Ordu’nun neresinde?

Mesudiye kurulmuş,
Üç dağın arasına.
Herkes razı olmalı,
Gelince sırasına.

Beyseki’den Kale’ye,
İndik derelerine.
Mevlam sabırlar versin,
Yürek yaralarına.

Maksutalan, Fistoru,
Tavara ordan Çerçi.
Gündoğmuş’la Balıklı,
Karşıda kaldı gerçi.

Sarıca’lar yukarda,
Birer birer dizilmiş.
Meletli’nin alnına,
Ne yazılar yazılmış.

Faldaca iki tane,
Aşağı ve yukarı.
Görünürde zenginler,
Bulamazsın fakiri.

Arıkmusa, Beşbıyık,
Geleşer’den Manıl’a
Yıllardır söz geçmiyor,
Ah bu deli gönüle.

Bayraklı’dan, Yavşan’a
Gıcı’ya yol vuralım.
İlerde Karacören,
Sözümüzde duralım.

Herközü’ne Maden’e,
Esatlı’yı katalım.
Gel Melet ırmağında,
Biraz balık tutalım.

Arpaalan Yeşilçit,
Musalı’nın komşusu.
Çam ağacından akar,
Keyfalan’ın çeşmesi.

Ilışarlı kararlı,
Dışarıya kız vermez.
Sanatının dışında,
Bir şeyi gözü görmez.

Türkköyü’ne yukarı,
Tarlalar bostan olmuş.
Göçbeyi’nin sepeti,
Dillere destan olmuş.

Konuşursan Daylı’lı,
Konuşmazsan zararda.
Kışlacık ve Çavdar’da,
Yünler dolu hararda.

Çaltepe sapağından,
Asfaltdan yol açılır.
Soğuk serin suları,
Yudum yudum içilir.

Üçyol ile Güzle’den,
Abdili’ye Eriğe,
Analar kız mı verir,
Altmış beşlik moruğa.

Karabayır Yuvalı,
Biraz dışta mı kaldı?
Kara Melet bu yılda,
Kara kışta mı kaldı?

Meletin kıyısında,
Erikler çiçek açtı,
Güzle Muzamanası,
Bir yılım orda geçti.

Mahmudiye, Birebir,
Vardık Derebaşı’na,
En az altı ayı var,
Can dayanmaz kışına.

Bayırköy’ün meşhurdur,
Peynir ile cevizi.
Baraj gölüne gömdük,
Milyonlarca dövizi.

Çukuralan, Hamzalı,
Güzelce’ye yolu yok.
Mazlum insanlarının,
Ağzı varda dili yok.

Aşıklı su altında,
Dursunlu zor kurtulur.
Senenin yarısında,
Üstü karla örtülür.

Topçam Yayla komşumuz,
Aramızda kıran var.
Enalan’ı Köşe’yi,
Belki çok az gören var.

Akkırık’tan ötede,
Karıca ve Keller var.
Arıcılar köyünde,
Burcu burcu güller var.

Köyden kente göç olur,
Boşalır Muzadere.
Kiraz deyince akla,
Elbet gelir Şıhdere.

Serpin ile Istavru,
Unutuldu sanırım.
Başaslanlar, Öztürkler,
Yıllar yılı tanırım.

Meletliler beklemiş,
Biz duyurmamış mıyız.
Afan, Alan, Büsey’e,
Yer ayırmamış mıyız.

Yekta Hoca sevdalı,
Bu dağlara taşlara.
Akıl erdiremiyor,
Olan biten işlere.

YEKTA AYDIN İSTİNYE. 30.12.2004